8 Temmuz 2015 Çarşamba

Bir Efsane : Leyla ile Mecnun


                            


            
-İsmail Abiiiii 
-Hoopppp

                Evet bazılarımız için asıl efsane, bir deha olan Burak Aksak'ın kaleminden çıkan, yönetmenliğini Onur Ünlü'nün yaptığı TRT 1'de yayınlanan o sımsıcak mahalle dizisidir. 2011 yılının Şubat ayında hayatımıza giren güzel insanlara veda etme fırsatını bize vermeyen TRT'ye selam olsun.... Ne oldu kaldırdınız da elinize ne geçti anlayamıyorum ki ıslak tuvalet terliği misiniz? IMDb'de 15,908 oy üzerinden 9.3/10 puan alan Leyla ile Mecnun sitenin en iyi televizyon dizileri listesinde ilk 10 içerisinde yer aldı ve bu başarıyı yakalayan ilk Türk dizisi oldu. Her hafta yayınlandığı gün ve saat içerisinde yayıncı kuruluş tarafından Twitter üzerinden açılan sohbet konuları ile dünyanın en çok konuşulan konuları listesine girdi. Tüm bu başarılarına rağmen Haziran 2013'de yayından kaldırıldı, yayından kaldırılma sebebi "reyting ve bütçe sorunu" yani yerseniz...

              
                  Mecnun =Ali Atay
                  Leyla = Ezgi Asaroğlu, Müge Boz (Şirin), Zeynep  Çamcı (Sedef), Melis Birkan
                  İsmail Abi = Serkan Keskin
                  Yavuz = Osman Sonant
                  İskender = Ahmet Mümtaz Taylan
                  Erdal Bakkal = Cengiz Bozkurt
                  Ak Sakallı Dede = Köksal Engür
                  Çırak Kaan = Ege Tanman
                  Hidayet = Cihan Ercan
                         Ve mahallenin diğer güzel sakinleri



     
              Kireçburnu'nda çekilen dizi hayatımıza öyle güzel girdi ki, biz bu güzel insanlara o kadar alıştık ki... 30. bölümden sonra Leyla değişti ama birçoğumuzun kalbinde hep ilk Leyla'nın yani Ezgi Asaroğlu'nun yeri daha özel kaldı. İzleyenler bilirler zaten ama hiç izlememiş olanlar çok şey kaçırıyorlar. Neden bu kadar sevdik derseniz; küfür etmeyi bilmeyen, hala bir tarafı çocuk kalan, mahalle kültürünü dibine kadar yaşayanların, kendi çölünde kaybolanların dizisidir Leyla ile Mecnun, espriden anlayan, küfürsüz ve kaliteli komediye sahip, çay içmeyi seven, hayvansever (daha doğrusu en çok at sever), kaliteli müzik zevki olan, beklemeyi huy edinen, yalan söylemeyi beceremeyen, dürüst, samimi insanların, İstanbul'a gittiğinde ilk merak ettikleri yer Kireçburnu olanların dizisidir Leyla İle Mecnun. "Gitme kaybedince daha çok seveceksin" diyenlerin, "sevdalılar beni anlar" diye haykıranların, "o gemi bir gün gelecek" diye umut edenlerin dizisidir Leyla ile Mecnun. Beddua etmeyi bilmeyen, "pis, pislik herif, poşet, kulpu kırık çaydanlık, tuvalet terliği, pipet" diyenlerin, üşengeç insanların, zeki insanların, kalp kırmayanların, çayı fincanda değil ince belli bardakta içenlerin, ağlarken bir anda kahkaha atan insanların dizisidir Leyla ile Mecnun.
         
Gömülü resim için kalıcı bağlantı

         
            Hep İsmail Abi gibi bir abi, bir arkadaş özlemi çektik. İskender Baba gibi bir mahalle büyüğü özlemi çektik. Hiç Erdal Bakkal gibi bir bakkalımız olmadı bizim. Fedakarlığı, beklemeyi, sabretmeyi, dostluğu, birliği beraberliği öğrettiler, bunu anlatmaya çalıştılar bize. Hiç mahallede büyümeyen, sokakta oyun oynamayan, mahalle kültüründen yoksun bir nesil yetişmesin diye o kültürü aşıladılar geriden gelenlere. Argosuz, bel altı vurmadan, kıvrak zekayla, gönderme yaparak, kelime oyunlarıyla, klişeye tepki komedi yaptılar. Yeri geldi eriğe, incire düştüler, yeri geldi sakız çiğnediler. Bize pazartesi günlerini sevdirdiler. Yüzümüzü güldürdüler, bize gerçekten güzel şeyler öğrettiler. Şiir okudular be şiir daha ne yapsın bu adamlar, türkü söylediler, çay içtiler, birlik beraberlik içinde yaşamayı, dostluğu, dayanışmayı anlattılar. Bu adamlar "Göğe Bakın" dediler...

             Böyle bir diziyi bitirdiler hem de biz bu kadar çok severken... Final yapmasına bile izin vermeden yayından kaldıran ama daha sonra yine de her gün tekrarını yayınlayan TRT'de gördüm acizliği resmen. Hep sonunu merak ettik, herkes kafasında bir şekilde bitirdi Leyla ile Mecnun'u ama kimsenin beklemediği bir şekilde dizinin finali "Ben de Özledim" dizisinde açıklandı. Burak Aksak yine yaptı yapacağını, bu adamdaki zekaya hayranım gerçekten. Allah herkese Burak Aksak zekası versin derim. Dizinin finalini izleyen herkes, en duygusuzum diyen kişi bile, bir kez daha hayran kaldı bu ekibe, hiç kimse böyle bir son beklemiyordu çünkü. Ama baştan uyarıyorum diziyi tam olarak izlemeyen veya izleyip ama içinde hissedemeyen, anlayamayan insanlar anlayamaz asıl meseleyi.

         Yazdıkça daha çok uzayıp gidecek, söylenecek sözler, anlatılacak güzellikler bitmeyecek. Belki hızımı alamam, devamı gelir yazının belli olmaz. Velhasıl-ı kelam bende bu dizinin, bu ekibin yeri başka. Her repliği, her şarkısı birbirinden güzel, birbirinden anlamlı. Hepsini ayrı ayrı çok sevdik. İsmail Abi'yi abimiz gibi sahiplendik resmen. Hiç Serkan Keskin diyemedik, bizim için hep İsmail Abi olarak kaldı. Ali Atay'ı ayrı, sesini ayrı, gözlerini ayrı sevdik. Ahmet  Mümtaz Taylan'a baba karakterini çok yakıştırdık, Cengiz Bozkurt bizim için hep Şimbilli Erdal olarak kaldı, Osman Sonant'ın şiir okumalarını çok sevdik, Dede'den tavsiyeler aldık çoğu zaman ... Anlattıkça özlüyor insan. Şiir seven, çay içen, kitap okuyan adamlardan ne istediniz? İnşallah ayak serçe parmağınızı sehpanın köşesine çarparsınız, ıslak tuvalet terliğine çorabınızla basarsınız başka da söyleyecek bir şeyim yok size. "Ve kusura bakmayın. Hepiniz kibrinizde boğulacaksınız!" Biz o dizide bambaşka şeyleri sevdik. Herkes kendinden bir parça buldu sanki, izledikçe sahiplendik. Hiç gelmeyen bir gemiyi bekledik yıllarca, ama beklerken hiç umudumuzu kaybetmedik. Yine söylüyoruz, hep söylüyoruz, inanıyoruz : "O GEMİ BİR GÜN GELECEK !" 

Gömülü resim için kalıcı bağlantı








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder