1 Ekim 2015 Perşembe

Hoşgeldin Ekim :D


            Bugün 1 Ekim 2015, Perşembe. Ekim ayına girmiş bulunuyoruz. Normalde her ne kadar bahar ve yaz aylarını sevsemde Ekim'in yeri bende başka ; çünkü doğum günüm 15 Ekim :D Evet evet Terazi burcuyum :D Doğum tarihimi de burcumu da çok seviyorum. Perşembe günü doğmuşum, bu yılda Perşembe gününe denk geliyor doğum günüm. Amcam askerdeyken günlük gibi bir defter tutarmış, doğum haberimi alınca oraya tarihi yazıp kısa bir yazı yazmış. Yıllar sonra o defteri bulup o yazıyı okuduğumda çok duygulanmıştım. Ufak detaylarla, küçük şeylerle mutlu olabilirim. Hayat böyle de güzel.
    

    
             Sonbahar aylarında kimi insanlar Eylül'ü daha çok sever, şiirlere konu olan şu meşhur Eylül'ü. Kimileri en çok kışı sever. Yağmuru, karı, soğuğu, rüzgarı... İşte bende sonbahar aylarından en çok Ekim'i severim :D Ekim'de hava ne tam sıcak ne tam soğuktur.  Böyle bir güzeldir hava, ben severim. Bu ayın başka bir önemi daha var ama burda şimdi anlatmayacağım.  Belki başka bir zaman anlatırım. Bu konu ile ilgili söyleyeceğim tek şey  "Beni bu güzel havalar mahvetti..."

         Bu arada okul açıldı, hatta ilk haftası bitti sayılır. Bir hafta bir ay gibi geldi, tabi bünye tatil moduna alışınca... Sınıfım, 12. sınıf olmama rağmen en üst katta, kantin deseniz zemin katta....... Diyecek bir şey bulamıyorum. En basitinden bir kahve alıp gelmek istesem tenefüs yetmiyor. Sınıftan temel liseye geçen çok kişi olmuş, başka okuldan yeni gelen 4 kişi olmuş sınıfımıza ama hala kontenjanımız var, 6 kişi daha gelebilir. Sadece 2'sini sevebildim diğerleri kusura bakmasın. Sınıfta bu sene bir tuhaf geliyor. İlk kez yalnızlık bu kadar çok hissettirdi kendi okulda. Okul bu yıl benim için bomboş sanki. Sevdiğim arkadaşlarım gittiler. En yakınım, dostum, kardeşim dediğim insanlar gittiler. (Biri hariç, iyi ki var, o olmasa ne yapardım bilmiyorum.) Çok özlüyorum bizimkileri ya, en kısa zamanda onlara bir isim bulmam gerek buraya yazabilmem için yoksa böyle olmuyor. Onları da anlatmak istiyorum. Eğer bu bir kelebeğin hikayesi ise onlar olmadan tam bir hikaye olmaz.

           Bugün konuşurken fark ettim de blog açacağımı söylemiştim bizim kızlara ama yazmaya başladığımı söylememişim, çok tuhaf geldi. Hani derler ya "iki kişinin bildiği sır değildir" diye meğer bugüne kadar sırmış burası. Bu bloga gün gelecek çok güzel anılarımı yazacağım, inat ettim. Bu hayatta benim için güzel şeyler de olacak, olmak zorunda.

                   



         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder