31 Ağustos 2015 Pazartesi

Ne Olsun Hep Aynı Şeyler İşte...


            Çok uzun bir aradan sonra yazıyorum buraya, zaten ben bu işi pek beceremedim galiba. Bir yere bir şeyler karalıyorum işte, kendimle dertleşiyor gibiyim bir nevi ama olsun bu da iyi geliyor bana. Ağustos'un son günündeyiz hatta son saatleri diyebilirim. Eylül geldi. Tatil bitti diye üzülmüyorum aslında sadece koskoca tatil bitti gitti neredeyse ama ben bütün tatil boyunca hep evdeydim. Güya sınav öğrencisiydim de, ders çalışacaktım da aman da aman... Hiçbir şey yapmadım. Resmen yatarak geçirdim bütün tatili. Bu zamanlarımı sınava 1-2 ay kala konuları yetiştiremediğimde suratıma çarpın benim. Ah ah...
          Blog açmaya ilk karar verdiğimde daha başka dertlerim vardı. İçime atmaktan yorulmuştum. Bir boşluğa haykırmam gerekiyordu, şu dizilerde/filmlerde olur ya meşhur dağa taşa, kuyuya haykırma sahneleri gibi... Ama şimdi fark ettim de yazılarım hep sınav korkularım ve stresim üzerine olmuş. Hayat ne tuhaf. Esas konuya giriş yapmamışım bile, konunun ne olduğunu anlatmamışım, adını bile anmamışım. Belki de esas konu diye bir şey kalmadığı içindir, belki de artık esas konuya inanmadığım için...
             Yazı yazmayı ihmal ettim, blogumla ilgilenemedim. Zaten hiçbir şey yapmıyorum, hiçbir şeyle ilgilenmiyorum ben. Ne yaptığım konusunda bende bir fikir sahibi değilim. Tamam kendimi gömmeyi bir kenara bırakmam lazım. Çünkü bu konuda uyarılarımı aldım, kaybettiğim öz güvenimi geri toplamam gerekiyor. Şimdilik buralar biraz daha böyle kalsın bakalım, ben biraz daha kendimle dertleşmeye devam edeyim. Sonrasına bakarız :)
           Bu arada "iyi ki bir sınavın varmış ha, anlat anlat bitiremedin" demeyin (çekilecek dert değil), hakkında yazacağım konuları liste bile yaptım. Daha şiirlerden hiç bahsetmedim. Usta şairlere ve yazarlara değinmedim, ki ben çok severim kendilerini. Galatasaray ve bendeki yeri konusunu açmadım:) Yani daha "sorunsallar" konusuna giriş bile yapmadım o derece :) Ama biraz daha zaman var sanki, diyorum ya burası böyle biraz daha beklesin beni. Böyle arada gelir yazar giderim. Bu bile iyi geliyor gerçekten. Şimdilik bu dertli, sıkılmış, stresli, biraz umutsuz (bazen baya umutsuz), ama yeri geldiğinde hayal kurmaktan vazgeçemeyen (bazen de kurduğu hayale bile inanamayan), ama yine de gülmeyi ihmal etmeyen kelebekten sevgilerle :))

               
                     

           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder