30 Haziran 2015 Salı

Bir YGS Öğrencisinin Dramı

 

                Şimdi size vicdanımın sesini takdim ediyorum ; "Ders çalış, ders çalış, sadece masaya otur ve kitabı açıp ders çalış...."  demesi ne kadar kolay bir çırpıda söylenebiliyor. Ol-mu-yor. Daha sandalyeye oturmadan ruhum sıkılıyor ya ne yapabilirim. O kalın kalın kitaplar, boş testler gözümü korkutuyor. LYS'de bittiğine göre resmi olarak yeni sınav öğrencisi oluyorum. İlk olarak YGS ... Farkındalık sahibiyim ders çalışmazsam neler olacağını biliyorum ama icraat sıfır. Ben hiçbir şey yapamazken diğer arkadaşların şimdiden günde 250 soru çözmeye başladığını ve arttırmaya devam ettiğini, üstelik konu eksiklerini hızla kapatmaya devam ettiğini duyunca ben şok.... Resmen insanlar sınav moduna girmişler, onlar bir Chrome ben ise tam bir Explorer :((



                             


                Bakın bu bir dramdır. Kilo alacağını bildiğin halde abur cubur yemek gibi, acı çekeceğini bildiğin halde aşık olmak gibi, hasta olacağını bildiğin halde soğuk havada yağmurda ıslanmak gibi bir şey  bu. Sonunu biliyorum ama yine de yapamıyorum. Biliyorum biliyorum sadece bir yaz direneceğim, bir yıl dişimi sıkacağım, üniversitede rahat ederim...  diyorum ya farkındayım ama bir şeyler beni korkutuyor, ruhum sıkılıyor.  Bu yazı biraz verimli kullansam, okulda belirli tempo ile devam etsem sonra da şu lanet sene bir bitsee... YGS'de çok büyük hayallerim yok zaten TM öğrencisiyim diye sınavdan çıkanlar "çok bir şey bekleme yaa" laflarına başladılar, umutlarımı iyice dibe çektiler 30 binde olsam çocuk sevindiririm o derece.                                     
               Galiba en büyük sorunlarımdan biri de güvensizlik. Neyse YGS'den sonra LYS daha iyi olur gibi geliyor herkes öyle söylüyor en azından.TM alanından Hukuk, PDR ve Psikoloji bölümleri dışında ekmek bulamayız gibi geliyor. İlk hedef Hukuk, istediğim yerlerden biri gelirse nasıl mutlu  olurum anlatamam. Ama birden fazla plan yaptım şimdiden. Hukuk olmazsa  PDR olabilir, zaten sözelden sınava gireceğim şansımı denemek için. Tarih ve Edebiyat'a ilgim var o bölümlerde aklımda. Birden çok planım var çünkü ilk sene bir yer kazanmalıyım. Sonra zaten sistem değişiyor işi şansa bırakamam. Kendimden daha çok önemsediğim tek şey ailem. Annemin ve babamın o umutla bakan gözlerini siz de görseniz bana hak verirdiniz.Her zaman yanımdalar,bana destek oluyorlar, ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar, ders çalışmayınca kendimi hayırsız evlat gibi hissediyorum yeminle ya :(



 
        Tavsiyelerinize açığım. Sınav tecrübeleriniz varsa buyrun, ÖSYM'ye karşı verilen bu mücadelede hepimiz aynı saftayız değil mi? :D  Kitap, konu anlatımlı video veya ders çalışma programı gibi tavsiyeleriniz varsa buyrun. Denemekle bir şey kaybedeceğimi sanmıyorum.

28 Haziran 2015 Pazar

Bir Kelebeğin Hikayesi




            Neden "Bir Kelebeğin Günlüğü" derseniz kendimi kelebek gibi narin, zarif falan gördüğüm için değil çok tatlı bir arkadaşım bana böyle seslendiği için kullanıyorum bu ismi. Tamam manken gibi bir kız değilim belki ama benim kalbim zarif bir kere tamam mı? :D Bazen kimse tarafından bilinmeden, ön yargılar olmadan, biraz daha özgür bir şekilde yazmak için anonim olmak büyük rahatlık galiba.
            
         Günlük tutmak benim için her zaman tehlikeli olmuştur "ya yakalanırsam korkusu" denen şey beni yazmaktan alıkoydu. Bir de hiperaktif,meraklı ve kıskanç bir erkek kardeşiniz varsa tamamen tehlikeli sularda yüzüyorsunuz demektir. Buraya bu yüzden içim ısınıyor. İçimden geldiği gibi yazıyorum, ismim bilinmesede ben buyum, bunlar benim fikirlerim, benim hayal dünyam diyebiliyorum ve bu gerçekten çok güzel bir his.

           Genelde bir yere duygularımı yazarken, bir iki satır bir şey karalarken bile içimden geçenleri tam anlamı ile yazamıyorum, bu neden oluyor gerçekten merak ediyorum. Yazarken bazen kendime bile itiraf etmekten korktuğum şeyler oluyor, bazen sinirli bir şekilde yazı yazıyorsam karşıdakinin kalbi kırılmasın diye susup kalemi bırakıyorum. İçimden geçenleri bazen dile getiremiyorum, uygun kelimeleri bulamıyorum. "Kitap oku, iyi gelir, kelime haznen genişler" diyenler olacaktır elbette ama konu o değil, öyle bir şeyden bahsetmiyorum. Bu durumu yaşayan insanlar beni eminim çok rahat anlayacaktır. Bu durumu halletmek için, biraz da kendimi geliştirmek için iyi bir yol galiba blog. Yazacak konularım var elbette, elimden geldiği kadar yazmaya çalışacağım. Asıl amacım içinden gelenleri bir yere yazmak, içime atmaktan daha iyi gelecektir. Belki geri dönüp bakınca yazdıklarımdan ders çıkarırım.
         


Merhaba Ben Geldim



             Merhaba ben geldim... Bir süredir düşünüyordum blog açmayı, yazı yazmayı ama her şeyi ertelediğim gibi bu fikrimi de erteleyip duruyordum. Sonra diğer blogları okumaya başlayınca bu işin hem eğlenceli, hem sakinleştirici, hem de benim gibi konuşmayı seven  aynı zamanda yazmaya da meyilli olan insanlara iyi geldiğini fark ettim. Biraz kararsız biriyim, yanlış anlaşılmaktan korkarım, yanlış anlaşılma durumu beni rahatsız ediyor o yüzden sürekli uzun açıklamalar yaparım, özellikle belirtmek istediğim cümleler üzerine vurgu yaparım. Yani yazdıklarımı okurken sürekli karşılaştığınız belirli cümleler olursa şaşırmayın. 
          
          Aslında anlatacak pek bir şeyim yok gibi ama bir o kadar da anlatacak, söyleyecek çok şeyim var gibi tam karar veremedim. Sakin bir hayat yaşıyorum, tam anlamıyla evcimen bir insanım, benim için her zaman "home sweet home" o yüzden pek fazla insanları şaşırtacak anım, değişik, heyecanlı hikayelerim yok ama bakalım buraya neler yazacağım, neler anlatacağım, içimden geçen neleri söyleceğim... 
          
           Tek bildiğim bazen bir yerlere bir şeyler karalamanın içime atmamdan daha iyi geleceği. Bu sene 12. sınıf oldum  "ee o zaman ne işin var burda, ne uğraşıyorsun yazmayla falan koş git ders çalış, kitaplara gömül, çılgınlar gibi test kitabı bitir..." diyenleriniz olabilir. Şaşırmam :D Ama bende insanım değil mi? Sıkılıyorum. Neyse bu ders konuları ile ilgili yazacak çok şeyim var merak etmeyin, acelem yok :D
              
             Galiba şimdilik bu kadar. Bu yaz bendeki bu sıkıntı ile sık sık yazarım herhalde... Kaç kişi okur diye değil okuyan bir kişi ile bile ortak bir fikrimiz var mıdır acaba, fikirlerimi bir kişi ile paylaşabilir miyim, ön yargılar olmadan kendimi ifade edebilir miyim düşüncesine sahibim yani bana fikirlerinizi iletirseniz sevinirim :D


http://gifgalaksi.com/gifdetay/l4ZQgVhhne adresinden alınmıştır.